-
1 arada bir
ab und zu, hin und wieder\arada bir kalkıp pencereden bakmak hin und wieder aufstehen und aus dem Fenster schauen -
2 ara
1. subst Abstand m; Zwischenraum m; Pause f; fig Kluft f; (menschliche) Beziehungen f/pl; Zwischen-, Inter-;ara hattı Demarkationslinie f;ara kapı Durchgang m;ara kararı JUR Zwischenentscheid m;ara mal Zwischenprodukt n;ara renk Nuance f; Schattierung f;ara seçim POL Nachwahl f;ara vermek Arbeit (zeitweilig) unterbrechen (-e A), eine (kleine) Pause machen;arada bir zuweilen, hin und wieder;arada kalmak das Nachsehen haben, leer ausgehen; in eine Affäre verwickelt sein;arada kaynamak unbeachtet bleiben; sich in der Menge verlieren;iki arada bir derede (kalmak) zwischen allen Stühlen (stehen); im Ungewissen (sein);ara(da) sıra(da) von Zeit zu Zeit;aradan üç yıl geçti es sind drei Jahre her;aradan çıkarmak hinter sich bringen;aradan çıkmak sich zurückziehen; erledigt werden;-i aralarına almak aufnehmen (in ihre Gruppe);-in aralarına karışmak geraten zwischen (A); sich gesellen zu;kendi aralarında sie unter sich;-in aralarını açmak ( oder bozmak) (sie miteinander) entzweien;-in aralarını bulmak v/t versöhnen;aramız (ara nız, araları) unsere (eure, ihre) Beziehungen;aramız açık (oder bozuk) unser Verhältnis ist kühl;aramız açıldı die Entfernung zwischen uns ist größer geworden; fig wir haben uns überworfen;aramız düzeldi wir haben uns versöhnt;-le arası hoş olmamak auf dem Kriegsfuß stehen mit;A ile B’nin arasını açmak einen Keil zwischen A und B schieben;A ile B’nin arasını bulmak zwischen A und B vermitteln;-i araya koymak jemanden zum Vermittler machen; jemanden als Werkzeug benutzenmasayla dolabın arasında zwischen dem Tisch und dem Schrank (stehen usw);masayla dolabın arasından zwischen dem Tisch und dem Schrank hervor/hindurch (kommen usw);aranızda doktor var mı? ist unter Ihnen ein Arzt?;iş arasında während der Arbeit -
3 ara
ara skaşla göz \arasında ( fig) im Handumdrehen [o Nu]\arada bir ab und zu, hin und wiederbu \arada in der Zwischenzeit\aran birkaç yıl geçti es liegen einige Jahre dazwischen\ara vermeden pausenlos, ununterbrochen\ara vermek eine Pause machen, unterbrechen (-e)kısa bir \aradan sonra nach einer kurzen Unterbrechung6) ( ilgi)\araya girmek ( karışmak) intervenieren, sich einmischen; ( uzlaştırmaya çalışmak) vermittelnd eingreifenlaf \aramızda kalsın, ... unter uns gesagt,... -
4 bazı
-
5 iki
iki ahbap çavuşlar scherzh zwei unzertrennliche Freunde m/pl;iki arada kalmak sich zwischen zwei Stühle gesetzt haben;iki ayağını bir pabuca sokmak fig jemandem das Messer an die Kehle setzen;iki çift laf ein paar Worte;iki kat doppelt; verdoppelt;iki misli doppelt (so viel);iki misli artmak verdoppeln;iki misli fazla mehr als das Doppelte;iki nokta Doppelpunkt m;-i iki paralık etmek mit Schmutz bewerfen (A);iki satır laf etmek ein paar Worte miteinander wechseln;iki ucunu bir araya getirememek (wirtschaftlich) nicht zurechtkommen können;ikide bir(de) jede(r) zweite; häufig;ikimiz wir beide;ikisi bir kapıya çıkmak auf dasselbe hinauslaufen;ikiye bölmek in zwei Teile teilen -
6 toplu
1) ( bir arada) zusammen; (\toplu mezar) Massen-; (\toplu sipariş) Sammel-2) ( düzene konmuş) ordentlich, aufgeräumt\toplu bir oda ein aufgeräumtes [o ordentliches] Zimmer3) ( bütününü içine alan) gesamt4) \toplu taşıma araçları die öffentlichen Verkehrsmittel -
7 yaşama
yaşama Leben n, Existenz f, Dasein n;yaşama uğraşı Kampf m ums Dasein;bir arada yaşama Koexistenz f;ortak yaşama BIOL Symbiose f
См. также в других словарях:
arada bir — zf. Ara sıra … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — say. 1. 1 rəqəmi ilə işarə olunan sayın adı, miqdar saylarının ilk vahidi. Üçdən bir çıxmaq. Beşin üstünə bir gəlmək. // Miqdarca tək. Bir cilddən ibarət kitab. 2. Zərf mənasında. Bir yerdə, birgə, birlikdə. Çörəyi bir yedik. 3. Sif. mənasında.… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
iki arada bir derede (kalmak) — sıkışık, zor şartlar altında (kalmak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir arada — zf. Toplu bir durumda, birlikte, toplu olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arada çıkarmak — başka işler arasında bir işi de yapıvermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arada kaynamak — karışık bir durumda gereken ilgiyi görmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki at bir kazığa bağlanmaz — ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bu arada — zf. 1) Bu süre içinde Bu arada benim kim olduğumu, ne iş yaptığımı öğrendi. M. Ş. Esendal 2) Bir işi yaparken birlikte, beraber … Çağatay Osmanlı Sözlük
aç aç ile yatınca arada dilenci doğar — karı koca yoksul olursa bunların çocukları da yoksul olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlar tepişir, arada eşekler ezilir — kaba büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük